İnsanlık Ay’a geri dönüyor – 1.Bölüm –

moon_and_earth_lroearthrise_frame_0Ay, olanca parlaklığı ve güzelliğiyle, gökyüzünde, insanlığın erişim alanı dışında asılı duruyor. Tıpkı son 45 yıldır olduğu gibi. Ay’a en son bir astronotun ayak basarak, dünyaya doğru bakmasından bu yana, 45 yıl geçti.

Başkan yardımcısı Mike Pence, finansman ve donanım için özel bir plan belirtmemekle birlikte, bakanlığın, uzun bir zaman zarfı için Ay’a yeniden insan gönderme yönünde eğilimi olduğunu bildirmişti bu ay başlarında. NASA’nın Ay’ın keşfini içeren bir plan hazırlaması için 45 günü bulunuyor.

Karara itiraz etmeyenler de yok değil tabii. Bazıları Amerika’nın yıllardır takip etmekte olduğu yoldan sapmaması gerektiğini, Ay seyahatinin gündemde olmadığı bir Mars seyahatine doğru yoluna devam etmesinin önemli olduğunu iddia ediyorlar. Bazılarıysa öncelikle kendi gezegenimizdeki sorunlara odaklanmamız gerektiği konusunda ısrarcılar.

Fakat bir an için diğer seçeneklerin devre dışı kaldığını, tekrar Ay’a yöneldiğimizi düşünelim. Orada öğreneceğimiz ne kaldı?

Ay Bilimleri ve Keşfi Merkezi başkanı David Kring “İnsanlarda Ay’a daha önce gittiğimiz ve keşfettiğimize yönelik bir algı söz konusu. Bu algı düzeltilmesi, hatta bütünüyle ortadan kaldırılması gereken bir algı çünkü kesinlikle yanlış. Buzz Aldrin ve Neil Armstrong ‘Ulusal Park’a (Washington’da milli park) inmiş olsalardı, Smithsonian Kalesi’nin izdüşümü büyüklüğünde bir alanı keşfetmiş olurlardı. Capitol binası ya da Beyaz Saray’a yakın herhangi bir yere ulaşmış olmazlardı. Dünya’nın diğer bölgelerinden çok daha küçük bir alandan söz ediyoruz. Ay da küçük ama, çok da değil. Ay’ın büyüklüğü, gezegenimizin büyüklüğünün üçte birinden daha fazla” diyerek, Armstrong ve sonrasındakilerin keşiflerinin Ay’ın küçük bir bölümüne karşılık geldiğini ifade ediyor.

Ay’da daha sonra gerçekleştirilen keşiflerle daha fazla şey keşfedildi ama yine de zamanın teknolojik kısıtlamalarından ötürü sınırlı kalmıştı. Bununla birlikte Apollo’nun dönemindeki Ay taşları ve Ay’ın tozlu regolit (taş ve tozdan oluşan tabaka) örtüsünden örnekler (Ay’da toprak bulunmuyor), yoldaş gezegenimizin nasıl şekillendiğini, nelerden oluştuğunu ve bu işlem sürecinde insanlık olarak nasıl bu gezegene geldiğimizi aydınlatacak veriler elde edilmişti.

“Ay, güneş sistemimizin kökenleri, gezegenlerin evrimi ve hayatın evrimine kadar her konudaki soruların cevabını keşfetmemize olanak sağlayacak en yakın ve en iyi gezegendir” diyor Kring.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir